ÜYE GİRİŞİ
facebook
Bodrum tatili nasıl olur?
Özlem SOĞANCI tarafından yazıldı.   
Kullanıcı Değerlendirmesi: / 1
ZayıfEn iyi 

yldzlarHer yıl olan klasiğimizi gerçekleştirip yine kızkıza Bodrum tatiline gittik. Neyseki Bodrum'da eğlencenin en merkezinde bir yazlık evim (Gulet Otel/Halikarnas karşısı : )) var da aklımıza esince yaz kış demeden Bodrum'a gitmek  pek kolay oluyor.  Otelin konumu harika, manzara inanılmaz, Bodrum'da nereye gidersem gideyim Kaleyi görmezsem yapamıyorum, odadan da kale manzarası nefis, hele gün batımı, aaah ah.

 

kaleBodrum'da insan enerjiyle doluyor, her gece en fazla 3-4 saat uyuyarak günler kolaylıkla geçiyor, bazen hiç uyumuyoruz, ya da Cafe Del Mare'de güneşin doğuşunu izlerken kahve fincanlarımız elimizde hafif içimiz geçiveriyor. Genelde kahvaltıları itina ile kaçırıyoruz ama otelimizin harika çalışanları, yöneticileri bizi asla aç bırakmıyorlar:) Olur da bizi sallamazlarsa -ki bu çok nadir , hemen Halikarnas'ın önündeki belediye çay bahçesine gidiyor  harika kahvaltı, çay, kahve, fal faslından sonra sadece kişi başı 6-7'şer lira ödeyerek güne başlayabiliyoruz. Ya da bazen sadece vitrinini seyretmeye bile gittiğimiz Yunuslar pastanesine gidiyoruz...

Genelde her gün farklı koylara gitmek üzere yola çıkıyoruz, fakat daha 3-5 adımda kendimizi denize atmanın dayanılmaz ağırlığı ile soluğu Penguen'in ya da cafe Del Mare'ın sahilinde alıyoruz. Kaçta gidersek gidelim Cihan(dünya iyisi, leb demeden leblebiyi anlayan,2 ay önce aşık olduğu kızla 1 ay sonra evlenecek olan garsonumuz) bize en ön sıradan yer ayırmış oluyor. Ve sırf bu yüzden biz ağırlıklı olarak Penguen'de günü geçiriyoruz. Gün boyu limonata ekşi değil, nanesi az, buzu fazla kaprislerimizi gülümseyerek karşılıyor.

Haziran'da  gittiğimizde buz gibi olan suyun Temmuz ortasında hala ısınmamış olmasına aldırmadan 5-6 saat boyunca 16 kere suya girip çıkarak rekorlara imza atıyoruz. Suda kalmamızı belirleyen tek kriter yeterince buruşup buruşamadığımız:) Buraların sahili çok renkli, her gün gördüğümüz halde meyve satan amcanın mükemmel İngiliz aksanına her seferinde bayılırcasına gülüyoruz, hemen onu iddialı fındıkçı izliyor, ve biz ömrümüzde asla görmediğimizin iddia edildiği fındıklardan alıyoruz, aslında sahilden kim ne satarak geçerse alıyoruz gerçek bu :)

Bazı günler Bardakçı koyu'na gidiyoruz, marinaya kadar yürüyüp Bardakçı koyuna giden motorlara bindiğimizde mavi bayraklı denize ulaşmamız 6-7 dakika alıyor. Bu sezon bir ilke daha imza atıp Azka Otel sahillerini terk ettik, artık Salmakis'de takılıyoruz. Denizi inanılmaz temiz ve ne kadar gidersen git ayağını basabileceğin kadar sığ. Azka Otel sahillerini terketmemiz biraz maceralı oldu, artık 5 yıldızlı Azka Otel, 3 yıldızlı, 2 yıldızlarını alıp hakeden otel Gulet'e naklettirdik, nakliye otel sahibine ait olarak tabi :)

Akşamları odadan çıkmamız nedense çok uzun zaman alıyor, hepimiz biraz uyuyup dinç olmak konusunda hemfikir olarak odaya giriyoruz fakat balkondan gözüken müthiş gün batımı manzarası hepimizi hipnotize ediyor sanki, sonra kızların klasik ne giyicez muhabbetini yemeği nerde yiyeceğiz muhabbeti takip ediyor, ve akşam yemeğine oturmamız iyimser ihtimalle 22.00 yi buluyor. Otelin hemen yanında Orfoz diye çok başarılı bir deniz mahsulleri restoranı var, çok şirin bir yer,mönüleri heryerden farklı, tavsiyelerimiz arasında.Ama biz Berk Balık'dan vazgeçemiyoruz, mezeleri, tereyağda karidesleri, kalamarları, balıkları, salataları hepsi mükemmel.Hepsinden önce de güleryüzlü servisleri, fiyatları da gayet uygun, alkol dahil kişi başı 40-45 liraya çıkılıyor. Bu arada alt kattayken üst katın ikramlarını, üst kattayken alt katın ikramlarını övmek suretiyle  her seferinde daha fazla ikram alınabileceğini de keşfettik, ama bu sır :)) Bir başka keşfimiz de Torba'da Ali Gonca Balık Restoran, marinada denizin kenarında çok keyifli bir mekan, bize eşlik eden saz ekibiyle 35 şarkı icra edivermişiz ortamın büyüsüne kapılarak...Et konusunda da Penguen çok başarılıydı. Aslında Bodrum'da ayaküstü sebzeli döner bile yesek ziyafet tadında geldi bize...Bu sefer Yalıkavak Marinada Cafe De Paris yiyemedik, Gümüşlükte balık-şarap-tavşan adası yürüyüşü yapamadık ve daha küçük bir çemberde geçirdik günlerimizi ama her saniyesi dolu dolu ve çok keyifli geçti.

Sıra eğlenmeye gelince Bodrum'un Etiler bölgesini ( Küba, Fink vs..)değil de Beyoğlu bölgesini tercih ettik bu sefer:)Halikarnas'ın alt kısmında canlı Latin Müzik yapan yeni bir yer açılmış çok beğendik, Kübalı bir grup müzik yapıyor ve insanlar harika  dansediyor, orayı  İstanbul dönüşü kesin! salsa kursuna başlamaya and içerek utançla :) terkediyoruz. Sonra R&B siz olmaz diyerek Fora'ya gidiyoruz, evet eski günlerdeki gibi tadı yok ama manzarası yeter, yine de her seferinde çok eğleniyoruz. Sonra artık çok moda olan tekila barlardan birine gidiyoruz, ben bir teilayı 3 fondipte bitirerek yine bir ilke imza atıyorum. Sonra tabi ki Adamik, küçük ama sevimli bir yer, tek sorun Dj asla istediğiniz şarkıyı çalmıyor.Ordan Körfez'e doğru yola çıkıyoruz, eski alışkanlık BBC'ye gözümüz kayıyor geçerken ama yok, hayal kırıklığı, devam ediyor eğer Körfez kalabalıktan taşmıyorsa girmeyi başarıyor biraz orda kaldıktan sonra Kule Bar'a geçiyoruz.Kule Bar çok populer son yıllarda, ağırlıkla Türkler oluyor ama müzikler  gayet güzel, Rock müzik sevenleri tatmin ediyor, haziran'da  gittiğimde Circus vardı, Mojo'da çalarlardı hala ordalar mı bilmiyorum.Yakında Muse'u getirirse Kule Bar şaşırmayacağım:) Sonra dönüş yolunda White House'a uğruyor ve uyumak için cafe Del Mare'a , ay pardon otele gidiyoruz:))) Bu arada en sevdiğimiz Temple Bar'a da ertesi gün elbise almak üzere uğruyoruz, evet aynen öyle, mağaza yaptılar çünkü bizim en sevdiğimiz bar:(

Bazı günler Tekne turuna çıkıyoruz, bir türlü ünlü Love Boat'u denk getiremiyoruz, fake olanına da binmeye yüreğimiz elvermiyor ve noname bir tekneyle mükemmel koylara açılıyoruz,buz gibi sularda titresek de sudan çıkmıyoruz. Saatlerce denizde sıkılmaz mıyız endişesi ile çıktığımız tekne turundan aa ne zaman bitti diyerek dönüyoruz. Bu arada bilgi; Penguen karşısında ekmek teknesi olan MR. Fish'e  danışmadan asla tekne turuna çıkmayın derim:)

İşte böyle bir Bodrum seyahati daha tamamlandı ve döndük şehir hayatımıza. Hepimiz işlerimizi, trafiği, gürültüyü, deniz görmeyen evlerimizi çok özlemişiz çok şükür bitti  bu sıkıcı tatil de:)))

 

 

Yorumlar (3)Add Comment
0
...
Yazar sefa, Nisan 30, 2010
hhahaahasmilies/smiley.gif çook güldüm çook. bak bu sene Bodrum'a gitmem diyordum ama yine gidesim geldi...
0
...
Yazar Yasemin, Nisan 30, 2010
Ah bodrum bodrum. OOfff ya hadi yaz gelsiiiinn smilies/grin.gif
0
...
Yazar azra, Mayıs 02, 2010
Ben Haziran başı Bodrumdayım, daha fazla bekleyemiycem, su soğuk fln ama iyice kalabalıklaşmadan keyfi daha iyi çıkıyor Bodrumun...

Yorum yaz
daha küçük | daha büyük

security code
Lütfen görüntülenen karakterleri yazınız


busy
 
Üyelik Sözleşmesi | Gizlilik İlkesi | Hizmet ve Kullanım Koşulları | Reklam | İletişim